Yönetici pozisyonunda çalışan kadınların, belirli bir aşamadan sonra yükselmelerini engelleyen faktörlerin toplamına “Cam Tavan” ya da “Cam Tavan Sendromu” adı veriliyor. Cam Tavan adından da anlaşılacağı gibi görünmez bir engeli tanımlıyor. Bir kadın yönetici olarak belirli bir noktaya kadar yükseliyorsunuz fakat önemli bir terfi beklediğiniz anda adını tam olarak koyamadığınız nedenlerden ötürü istediğiniz terfiyi alamıyorsunuz.
Uzmanlar Cam Tavan’ı yaratan iki önemli faktöre işaret ediyorlar. Birincisi kadının kendi kendine yarattığı engeller. Bunlar, aile hayatlarının zarar görmesinden duyulan endişe, nasıl olsa yükselmem mümkün değil diyerek sonuna kadar gidememe ve bu yaklaşımın getirdiği özgüven eksikliği, iş yaşamında kendi cinsini, öncelikle kadınları rakip olarak görme eğilimi şeklinde tanımlanabilir.
İkincisini ise “çevresel faktörler” şeklinde tanımlamak mümkün. Örneğin kadının erkek dünyası tarafından bilinçli olarak sınırlandırılması: “nasıl olsa kariyerinin bir noktasında ailesine daha fazla zaman ayırmayı tercih edecek” şeklinde erkekler tarafından geliştirilen inanç, kadınların tabiatı itibarıyla erkeğe göre daha az becerikli, başarılı olma ihtimali düşük, liderlik vasfı olmayan bireyler şeklinde önyargıyla tanımlanması. Bu kısa tanımdan sonra kadın ve erkeğin liderlik tarzları arasındaki temel farklılıklara değinerek, “Cam Tavan”ın kadınlar tarafından nasıl kırılabileceğine ilişkin yol gösterici birkaç noktaya değinmek istiyorum. Kadın ve erkeğin liderlik tarzları arasındaki farklar iki konuda belirgin olarak ortaya çıkıyor.
Fonksiyon, süreç odaklı olmak / Strateji odaklı olmak
Kadınlar liderlik tarzlarında erkeklere göre daha süreç ve sonuç odaklı davranıyorlar: İşi organize etmek, süreçleri yapılandırmak, yüksek performans kriterleri belirlemek, iş hedeflerine ulaşılıp ulaşılamadığını sürekli kontrol etmek, zamanlamaya önem vermek ve sonuca dönük çalışmak.
Erkeklerse liderlik rolüne yaklaşımlarında “stratejik düşünme” anlayışını daha fazla ön planda tutuyorlar: Stratejik planlama ve vizyona önem verme, yeni fikirlere açık olma, daha kolay risk alabilme, entellektüel zenginlik, geçmişten ders alırken, gelecekteki iş fırsatlarını daha kolay görebilme.
İnsan ve iletişim odaklı olma / Kontrollü olma
Kadınlar işe daha enerjik, yoğun yaklaşıyorlar ve çalışırken duygularını daha rahat ifade ediyorlar. Çalışma ekibinin motivasyonunu ve katılımını sağlamada daha başarılılar. Kadınlar daha empatik, samimi, candan, ilişkisini geliştirmede daha başarılı ve diğerlerinin kendilerini geliştirmelerine daha çok fırsat tanıyan bir yaklaşım sergiliyorlar.
Erkekler daha katı, kontrollü. Duygularıyla ilgili aktarımlarını denetleyerek, insan ilişkilerini daha sakin ve yüzeysel bir şekilde ele alıyorlar. Erkekler sorunlara yaklaşırken duygusal olmaktan uzak, objektif bir tavır sergiliyorlar. Çalışanlarını ikna etmek, fikirlerine ve hedeflerine bağlılık yaratmak için konuşma dilini ve hitabeti daha etkin bir şekilde kullanıyorlar.
Sonuç olarak, patronlar ‘genel etkinlik’ açısından kadın ve erkek yöneticiler arasında fark görmüyor. Erkekleri finansal konuları anlama, ticari düşünebilme ve işe ilişkin sorunların özünü daha kolay kavrama konusunda biraz daha etkili görürken, kadınları ilişki kurma ve geliştirme becerileri anlamında daha güçlü buluyorlar. Burada patronların, kadın ve erkeğe biçtiği geleneksel rol modeli “Cam Tavan”ın oluşumundaki önemli etkenlerden birisi. Patronlar, kadının insan odaklı ve ilişki kurucu geleneksel rol modelini görmeyi ve ön plana çıkarmayı tercih ediyor. Kadınların iş stratejileri geliştirme konusundaki yetkinliklerine daha az dikkat etme eğilimi var. Patronlar aynı bakış açısını erkek yöneticiler üzerinde de sergiliyorlar. İlişki odaklı olan, takım kurma, katılımı sağlama konusunda yetkinleşmiş bir erkek yöneticinin bu yönlerine kredi tanımak yerine yine risk alan, zorlayıcı erkek rol modelini ön plana çıkarmayı tercih ediyorlar. Bu konudaki geleneksel bakış açısını ve “Cam Tavan”ı kırmak için ne yapmak gerekiyor. Üst yönetim pozisyonlarına çıktıkça, liderlik davranışları açısından kadın ve erkek arasındaki farkların ortadan kalktığını görüyoruz. Ortalama bir kadın yöneticiyle, “Cam Tavan”ı kırabilmiş üst düzey kadın yöneticiler arasında 2 temel noktada farklılık görüyoruz. Üst düzey kadın yöneticiler 1) Stratejik düşünme ve planlama konusunda daha etkinler 2) Risk alma konusunda kendilerini daha rahat hissediyorlar.
Kadın ve erkek yöneticilerin liderlik tarzları anlamında birbirlerinden öğrenecekleri çok şey var. Kadın yöneticiler, yukarıda tanımladığımız farklara odaklanarak kendi kişisel gelişim planlarını oluşturduklarında, iş yaşamında kendilerine biçilen geleneksel rol modelini ve dolayısıyla “Cam Tavan”ı kırma yolunda önemli bir engeli aşmış olacaklar.
Bu yazı TÜGİAD’ın Elegans Dergisi’nde yayınlanmıştır.