
Yazımızın geçtiğimiz ay yayınlanan ilk bölümün de dijital sektördeki istihdam eğilimlerine değinmiş; işgücü piyasasındaki artan esnekleşmeye, uzaktan/freelance çalışma modelinin genişlemesine ve yarattığı etkilere atıfta bulunmuştuk. Basit
bir örnekle, Amerika’daki bir yazılım firmasına, uzaktan hizmet veren freelance bir yazılımcıyı; maddi kazanç anlamında Türkiye’deki projelere çekmek imkansız hale geliyor. Dolayısıyla Teknokentler’de gerçekten çok güzel teşvikler olmasına rağmen, uzaktan çalışma tercihlerinde mevzuat gereği bunlardan yararlanılamıyor. Bu nedenle sektörün artan nitelikli işgücü ihtiyacını karşılamak için farklı seçenekler üzerinde değerlendirmeler yapmak gerekiyor. GBMC’nin kıdemli ortaklarından Murat Özbilen, bu noktada önemli bir değerlendirmede bulunuyor: “Dijitalleşme ile Dijital Dönüşüm
arasındaki farkı görmemiz gerekiyor. Satış kanalını on-line’a taşımak, fabrikalarda robotik sistemlere geçmek tek başlarına dijital dönüşüm değildir. Hepsi dijitalleşmedir ancak dijital dönüşüm değildir. Yeni iş veya gelir modeli ortaya koymadığı, nitelikli istihdamın kapısını aralamadığı sürece bu yatırımları dijital dönüşüm olarak adlandıramayız.”
Norm Digital Genel Müdürü Erkan Yeniçare’nin görüşleri bu noktada tamamlayıcı: “Öncelikli olarak global alanda çabuk ölçeklendirilebilen markalar yaratmak durumundayız. Yatırımın geri dönüş hızını artırmak için de B2C niteliğe sahip, state-of-art teknolojilere ağırlık vermemiz gerekiyor. Bu durumda işgücüne daha yüksek maaşlar verebilecek bir yapıya bürünebiliriz” Yeniçare’ye göre “Kuvvetli bir sermaye yapısına sahip olmayan start-up’ların mutlaka desteklenmesi ve sermaye yapısı görece kuvvetli olan girişimlerin de Hybrid bir modelle devlet teşviğinden yararlanması gerekiyor. Devletin ilgili kurumlarının ve sanayi şirketlerinin start-up’ larla daha yakından çalışma misyonunu edinmeleri elzem hale gelmiş bulunuyor.”
Univera CEO’su Cüneyt Ersin’in bu noktadaki değerlendirmeleri önemli: “Halen dünyayı etkisi altına alan dijital devrimin ortalarındayız, pazarın genişlemesini, iş gücü genişlemesi ile hizalayabileceğimiz sınırsız fırsat var” diyor ve ekliyor: “Pek çok sektörde kaderimizde olan dünyanın taşeronu olma tuzağına, artık dijital alanda düşmemeliyiz, ana markalarımızı yaratmak zorundayız. Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı bu konuda vizyoner bir politika ortaya koyuyor. Ancak diğer endüstrilerden farklı olarak -önce harca, sonra teşviği al yaklaşımı- bizleri zorluyor. Bu nedenle bakanlığın teşvik politikalarını gözden geçirmesini umuyor ve bunun istihdama da olumlu şekilde yansıyacağına inanıyoruz.” Norm Holding İnsan Kaynakları Direktörü Filiz Ergin, dijital sektördeki istihdam eğilimlerini, tıpkı otomotiv sektöründe olduğu gibi artık tamamıyla farklı bir uzmanlık bakışıyla değerlendirmemiz gerektiğini ifade ediyor ve ekliyor: “Sektöre işgücü anlamında nicelik ve nitelik kazandırmak adına üniversiteleri, mesleki dernekleri ve mesleki grupları içine alan güç birliklerini mutlaka geliştirmemiz gerekiyor.”
Dünya Gazetesi / Ege Eki